28 Ağustos 2012 Salı

ordan burdan

Bugün işten erken çıktım kuzey'in su çiçeği aşısını yaptırdım ,genel muayenemizi de olduk ,herşey yolunda ve normal çok şükür.Eve dönüşte kapıda bizi bekleyenler varmış ,bana kalsa anne  ve bebeği derim?????
Kapıdaki saksıda doğal yaşam devam etmeye çalışıyor,yağmur yağdı ya nereden çıkarlar,nerede saklanırlar yollar kaldırımlar dolu,çatır çutur eziliyorlar da üzülüyorum.İyi bir makina da eminim çok güzel kareler yakalanabilirdi. 
  kim korkar sufleden yaptım oldu,hangi blogdan aldım hatırlamıyorum ama o da ilk defa yapmış ve çok beğenmiş, benim gibi .Fırından çıkar çıkmaz kuzey iki tanesini götürdü bile mideye,üstü kaşarlı  tarifi de çok basit az malzemesi var.Bir bardak süt,üç yumurta ve 40 gr tereyağını 5 dk. çıprıyorsun ve bir bardak un biraz tuz ekleyerek ,önceden ısıtılımış 190 derecedeki fırını koyuyorsun ,işte bu kadar.
 Kuzey bulaşık makinamı bozdu sırada çamaşır var ,ne var bu makinalarda bu kadar dikkat çekecek.

küçük bir kaçamak zonguldak

Cumartesi işten yorgun gelen biz  aniden verdiğimiz çılgınca bir kararla zonguldağa gittik. Memleket dediğin böyle olur,akşamları soğuk yorganla yatıyoruz,gündüz sıcak denize gidiyoruz.Süpriz oldu bizimkilere çok sevindiler biz de tabi,çok özlemişiz iyiki gittik dedik.Mehmet kuzeye sarıldı durdu ,kuzey ve yavuzun çekişmelerini izlemek de çok keyifliydi.Kısacık bir güne çok şeyler sığdırdık ve dolu dolu döndük,domatesimiz,elmalarımız ,üzüm,fındık ve kışa hazırlanan konserveler.Annem ve babam allah sizi başımızdan eksik etmesin,insanın baba evine gitmesi gibisi yok.

23 Ağustos 2012 Perşembe

ilk yap bozum

Kuzey'e 15 aylık hediyemdi,bunu hallettik  bu ay ki hediyem bir üst düzeyi olmalı,gerçek puzzle için daha 1-2 ay kadar var sanki.

22 Ağustos 2012 Çarşamba

16 aylık oldum anne

Resmen 16 aylık olduk ve 1,5 yaş denilen o önemli dönüm noktasına yaklaşıyoruz,artık ay saymaca da bitecek 1,5 yaşında :) .


Günlerimiz rutine oturdu  benim çalışmaya başlamamla beraber.Sabah  8 kalkış  güzel dolu dolu kahvaltı yapış,nuray teyzeyle oyunlar oynamaca ara öğün meyva ve yoğurt ve öğlen uykusu 12 gibi başlıyor 2 veya 3 gibi uyanıyor.Uyandığında yanında babaannemiz var1-2 saat de onunla oynamaca yaramazlıklar ve anne 4 de kapıda.Hergün beni cama yapışmış bir şekilde karşılıyor,kapıyı aç oğlum diyorum koşuyor kapıya anneyi karşılıyor,tabi uzun bir ayrılıkdan sora bir saat kadar yapışık halde sarılmaca.Çorbamızı içiyoruz anneyle gelsin boyalar gitsin kitaplar ,park ve banyo ,ailecek de akşam yemeğinde mutfakta 8 de buluşuyoruz.9 da uykuya geçiyor geçmezse babamız arabayla gezdiriyor o şekilde uyutuyoruz,bu kısım biraz sorunlu zamanla çözeceğiz umarım.Kuzey her türlü eşyayı basamak olarak kullanarak her yere tırmana biliyor,radyoyu açıyoruz müziğe eşlik ediyor elleriyle ritim tutuyor ama kanalları kendi değiştiriyor ,yakında o da bozulur,tüm düğmeler açılmalı kapatılmalı veaynı şekilde  tüm kapaklar ,kutular ,kavanozlar,açma kapatma meraklısıyız.

GEÇMİŞ BAYRAMIMIZ

Gecikmeli bir yazı daha ,mübarek ramazan bayramı da güzel tatlarla  ve anılarla geçti.Bayram alışverişimi cumartesiden yaptım bir kaç hediye ,eve lokum,şeker bana alışveriş olsun yeter zaten.Sadece pazar günü izinli olan ben ,sabah erkenden kalktım ve akşam geç saate kadar gezmeler tozmalarla günü yorgun ama güzel bitirdim.Karşı tarafa gitmek kolay oldu trafiksiz oldu ,ruhil'in kuzeni tülay'ı ziyaret ettik, meslektaşım,yıllar önce geçirdiği  trafik kazası sonucu malesef eve hapsolmuş ,hediyelerimizle gittik ,çok memnunoldu bizde mutlu olduk onun gülmesi yetti zaten.Oradan amcamız ve yengemize gittik ailenin büyükleri,bizim taraftan büyüklerden  kimse yoktu istanbulda.Geri dönerken trafikten korktuk ve kumkapı yaptık,trafik açılana kadar 
   


takılalım dedik iyi de yaptık,kuzey uyudu bizde yedik içtik, gelen geçeni izledik ,sohbet ettik ,ben ilk defa gittik kumkapıya değişik bir atmosferi var .Kalabalıkta hertürlü millet var,birazda ürktüm sanki ,tek başıma gitmeyeceğim yerlerden ,istanbul gerçekten kozmopolit.
Dönüş de rahat olunca keyfimize de diyecek yok 






 Bayramın ikinci ve üçüncü  günü çalıştığım için kuzeye babası baktı tabi annesiyle beraber ,oğlum çok uyumlu ve uslu durmuş hiç üzmemiş babamızı.Orhan Kemalin tersine dünya romanını okumakta olduğum şu günlerde  ruhilin evde kalıp çocuğa bakması benim de  çalışmam ,karı koca arasında  uzun bir geyik yapmamızada fırsat oldu.benim repliklerim''canım çocuğa dikkat et,bir şey lazım mı gelirken alayım,geldiğimde hazır olun dışarı çıkalım ,yemek varmı evde ne yaptınız ''gibi.Ruhilin replikleri'' bütün gün evde sıkılıdım gelde çıkayım,çocuk bu gün çok güzel yedi mine:),ayyy bugünde mi çalışacaksın,geç kalma''gibi.    
                Eski geleneklere de uydum bu bayram ,kızlara vermek üzere çiçekli mendil aldım çok hoş oldu.

15 Ağustos 2012 Çarşamba

Okudukça okuyalım


 Okumadan olmaz tabi,hayellerimdeki en güzel ev, kapısında kitap okuyabileceğim sallanan sandalye olan bir ev,eee yaş ilerledikçe hayaller bile değişiyor.Her yaşın bir çok güzelliği var bunları yaşamak görmek ne güzel,şükürler olsun ki yaşayabiliyoruz.Neyse kitaplara dönelim İskender Pala serisine devam Katre-i matemi  kışın bir ara elime almıştım ama daha baskın kitaplar vardı sıra gelmedi,işe başlamamla hemen aradan çıkarttım.Bir dönem kitabı daha ,sürükleyici bir ara ortalarda hikaye ağırlaşıyor ama sonunu sabırsızlıkla bitirmek istiyorsun.

Fotoları kitap yurdundan alıyorum daha net diye ama bunu ben çekseydim keşke,değişik bir yazar, değişik bir hikaye ve bambaşka bir kitap daha hakan günday dan.4 tane zengin piç diye tabir edilen sorumsuz,atılmış ,itilmiş ,bir işe yaramayan arkadaşların bence hüzünlü hikayeleri ben okurken acıdım ve üzüldüm de,iyiki bu ruh haliyle doğmamışım dedim .Henüz okumaktayım ama az kaldı biter yarın ,sınavlara girmeyi planlıyorum memur olsam mı bilemiyorum ama deniyeceğim yani ders çalışmam lazım birazzzzz

11 Ağustos 2012 Cumartesi

Kuzey'in bloklarla savaşı


Ne zamandır video yüklememiştim,daha doğrusu çekmeye fırsat olamamış ve ya o güzel anları yakalayamamıştım.Telefonumu değiştirince elinde her an fotograf ve video var artık,yeni telefon alsamda bendeniz biraz eski kafayım teknolojide,dokunmatiklere geçemedim yine eski tip ama sağlam yeni bir telefon,dokunmatikler başka bahara kaldı artık.Kuzeyin bloglarla oynarken ciddi ,aceleci ve sinirli hallerine bayıldım ve hemen yakaladım bir kare.Işık dikkatini çeksede konsantrasyonunu bozmamış:)


10 Ağustos 2012 Cuma

iki yıl önce bozcaada ve iğneada

Tahminen sabah saat 10 civari,bozcaada'nın dar sokaklarında kahvaltı için güzel bir köşe arıyorduk ve kedi yavrularını bulduk.Çok özledim seni bozcaada........

Bu da tahminen sabah 9 civarı yine kahvaltı öncesi sahilde yürüyüş yapalım dedik ,iğneada seni de özledim.......


9 Ağustos 2012 Perşembe

Canlarım

Koca bir hafta geçti ve bloğuma girip bir yazı yazamadım  bursayla ilgili,inanamıyorum.Sıcaklar bir taraftan kuzey bir taraftan zamana yetişemiyorum yine.Haftasonu  bursadaydık  deryanın da yazdığı gibi yedik içtik gezdik diyerek özetlesem tam olur.Şunu farkettik ki bursada yeşili bol lezzeti bol birsürü  mekan var ,çok şanslısınız .İstanbul da yok mu var ama uzaklığından ve trafikten dolayı denemiyoruz bile.Abimlerin evinin yanında bir park var ki müthiş,gelsin çaylar gitsin gazozlar ,çocuklar kum dolu kocaman bir havuzda ahşap oyuncaklarda oynuyor,sen oturuyorsun süper yani.Bizimkiler hep oradalar anladığım kadarıyla,derya ve pakize  güne başlıyor akşam abim ve yıldırım eşlik ediyor serin serin geçiyor günler .Neyse uzatmayalım teşekkür ediyoruz tekrarlayalım diyoruz.Eve dönüş yolunda da, feribotta gün batımı yakışıklı oğlum ve babamızın bol bol fotograflarını çektim,her gün biraz daha gözüme büyük gözüküyor oğlum .

2 Ağustos 2012 Perşembe

son boyamalarımız

Uzun bir yaz arasından sonra boyalarımıza geri döndük,fotografını çekemedim ama kuzey baştan aşağıya boyandı,çok eğlendi ve güzel bir çalışmada çıkardık.Üstteki kuzeyin özgün çalışması ,avuç avuç boyayı yapıştırdı dinazor oldu sanki.

 Bu da benim çalışmam kuzeyin o güzel tombiş ellerinden bir demet çiçek.

1 Ağustos 2012 Çarşamba

orada bir köy var uzakta

Gecikmeli olacak ama pazar günümüzü  istanbula çok yakın bir köy de geçirdik,ömerliye gittik her yer tarla.Pazara gitmeyi çok isteyip gidemeyen ben ,köylü kadınların tezgahını kaldırdım diyebilirim.Kuzeyin eline de salata verdiler katır kutur yedi,tenekeye taş attı,bakındı durdu etrafa.Karpuz aldık tarladan,uzun zaman olmuş böyle  tatlı,lezzetli karpuz yemeyeli.Kesinlikle öneririm siz benim başlığıma bakmayın, çok uzak değil ve çok şirin köyler var

 Dolaşırken at çiftliğine de uğradık ,telefonumdan çekimleri yaptım net olmadı  ama, ruhilciğimin yanında saygıyla durduğu beyaz at sertap erenerin klibinde oynamış.Çiftlik sahibinin 12 yaşlarında çocuğu  gezdirdi bizi ve hayran kaldık şuncacık çocuğun bilgisine,havasına ve karizmasına.Yarışlara katılmış birincilikleri var anlattı da anlattı bize atları,çiftliği,neden olmasın dedik ekimden sonra ayda  bir at binmeye gidilebilir bakalım??????