30 Temmuz 2014 Çarşamba

Çok güzel bir film ve çok güzel bir kitap

"Çöl Çiçeği", on yıllık mankenliğin ardından küçükken sünnet edildiğini açıklayan ve kendini kadın sünnetinin ortadan kaldırılmasına adayan Waris Dirie'nin hayatını özetliyor.İzlerken iki saatin nasıl geçtiğini anlamadım,özellikle sünnet sahnesinde istem dışı elimle ağzımı sıkı sıkı kapatmışım .Afrikada kadın olmadığımızı için şanslıyız.Şiddetli ağrı sebebiyle hastaneye gittiğinde doktorun "Senden alınanı geri veremem ama daha az acı çekmeni sağlayabilirim" dediği sahne, bence filmin en can alıcı sahnelerinden biriydi. Kadın sünneti Mısır, Somali, Etiyopya, Sudan, Nijerya gibi pek çok Afrika ülkesinin yanı sıra Irak, Suudi Arabistan gibi Arap ülkelerinde de varlığını sürdüren bir gelenek.Afrika'da kadın sünneti, erkek sünneti kadar önemli ve kadın olmanın başlıca gereklerinden biri. Sünnet edilmemiş kadınların namuslarından şüphe ediliyor ve "kirli" addediliyorlar, asla evlenemedikleri gibi toplumdan da dışlanıyorlar.Kadınların başına ne geliyorsa aslında kadınlardan geliyor ,bizdeki törelerin sürdürülmesi de ,önüne geçilememesi de annelerden,büyükannelerden yani engellememelerinden ,karşı çıkmamalarından hala devam ediyor. 



Yanlızlık teması sinsi ve derinden işlenmiş,son zamanlarda okuduğum  en etkileyici ve bitmesini hiç istemediğim bir romandı.İsimler benzer her seferinde kitabın önündeki soy ağacına bakıyordum, kimdi bu diye?Yeni nesille beraber ilginç karakterlerinde dahil olduğu biraz fantastik ama hep hayatlarımızdaki ,bildiğimiz konular.Toprak yiyen kız,uykusuzluk hastalığı,durmadan yağan yağmurlar,göğe yükselen güzel romadios(?)evi yiyen karıncalar......Okurken evi benimsecek hatta üzüleceksiniz yanlızlaştıkça,okurken altını çizdiğim bir kaç alıntı:
''insanın oturduğu toprakların altında ölüleri yoksa ,o adam o toprağın insanı değildir.''
''İnsanın ölme zamanı geldiğinde değil,ölebildiğinde ölür.''
''İnsanın en iyi dostu ölmüş olan dostudur.!



Hiç yorum yok: