19 Ağustos 2014 Salı

babaannemize kapı süsü hediyesi yaptık

 Hem daha önce boyadığımız kozalak ve plastik çiçekleri değerlendirmek hem de babaannemizi sevindirmek için  hediye yaptık.
 Bizim kapı süsümüze benzettik biraz ,süsledik püsledik,babamız gelince de hediyemizi vermeye gittik.Babaannemiz çok sevindi ,balkon sefamızı yaptık ve güzel bir akşam oldu hepimiz için.
Silikon tabancasını Kuzey kullanmak istedi ,kağıda desen yaptık . Boyandıktan sonra nasıl olur ,onu da sonraki yazılarda.

17 Ağustos 2014 Pazar

FİLE BASKI # SICAK HAVA # RESİM

                                    Bu sıcak havalarda resim olurmu ,vallahi bu şekilde  oluyor .
 Babamızın iş arkadaşı Eyüp amcamızdan kamyon hediyesi geldi ,fileye sarılı biz kamyondan çok filesiyle ilgilendik ,tabi daha sonra banyoda kamyonuyla uzun uzun oynadı.
                   Bu da benim çalışmam ama bir kaç ekleme daha olacak  son halini de yayınlarım.
 Önceleri fotograf çekmeme sinirlenen Kuzey Ali artık bıkmış anneden yada alışmış anneye ''hadi anne bir de böyle çek''demelere başladı :)
                                Haftasonumuz da böylece  resim,park ve mayışmalarla geçip gitti.

15 Ağustos 2014 Cuma

ELMALI VEYA VİŞNELİ TURTA GİBİ KEK

Bizim yine kek krizimiz tuttu ,Kuzey Ali çırpıcı ben de  malzeme koyucu  ,iyi bir ekip olduk bence de deryacım.
 Görüntü süper, lezzeti bizzat kendim denedim ve ev halkıda aynı fikir de süper,denemenizi öneririz.
                               Tatlı sevmeyen kocama dört yılda dünyanın tatlısını yedirdim.
 2 yumurta-1 su bardağı şeker -1/2 su bardağı yoğurt-1/2 su bardağı z.yağı -karbonat-vanilya ve 2 su bardağı un-elmalar ne kalın ne ince olacak ,kekin üztüne dizip birazda batırıyoruz,vişneleride batırıyoruz.
     elmaların üstüne tarçın ve toz şeker serpiyoruz,vişnelerede arzuya göre pudra şekeri serpilebilir çıktıktan sonra tabi -40 dk.180derecede pişiyor ve afiyetle yeniyor.

12 Ağustos 2014 Salı

Karışık Çalışma

               Sıcaklardanmıdır nedir Kuzey Ali'yi parka  daha doğrusu evden dışarıya çıkartamıyoruz.
 Parka gidelim oğlum''hayır anne ben  odam da karışık resim yapacam''ne varsa önüne yığdım ben mutfakda
yemekle uğraşırken bizimki neler neler yapmış.
Mine halamızın hediyesinide yanımızdan ayırmıyoruz,teşekkür ederiz kendisine.Malzeme çeşidi çok toprak,taş,kozalak,tutkal,simli boya,parmak boya ,fırça kullanmadık parmaklar iş başındaydı.

10 Ağustos 2014 Pazar

Kil'den magnet ve heykel yapımına devam

 
 Kenarda bizi bekleyen bir paket kilimiz her zaman vardır,Kuzey ile başbaşa kaldığımız  ve ''heykel yapalım mı anne'' dediği zaman çıkarılmak üzere.
 Bir kaç parça aldı yoğurdu,merdaneyle açtı evirdi çevirdi ve karınca yuvaları yapmaya karar verdi.
 Büyük karıncalara ayrı ev,küçük karıncalara ayrı ev, bir de oyun parkı ,oynamaları için toplar yapmış,ha bir de yılanı var karıncalarınmış.
 Tutkalla kağıda yapıştırdı ve masasına kuruması için bıraktı''ben okuldan gelince onlara hergün bakacam annecim ,sakın elleme''dedi.
 Tabi ben de boş durmadım üç tane mıknatısım vardı baykuşlarla değerlendirmiş oldum,artık iki tanesi kimin evine hediye gidecek bakalım görelim.Tabi kuruyacaklar daha ,boyanacak ve cilalanacak ......
                                           Anne ,baba ve çocuk gibi olmuş demi?Çok şirinler
ve son halleri , boyandı buzdolabın da yerlerini aldılar.



6 Ağustos 2014 Çarşamba

Gazete kırpıklarından güzel bir çalışma

Öncelikle gazeteleri biriktiriyor ve geri dönüşüme de katkıda bulunuyorsun.En zevli yanı gazete kırpıklarıyla kar yağdı oyunu oynamak,çok eğlenceli.Biz hamurumuzu geçen kış hazırlamıştık iki tanede kalıp çıkarttık,tekini boyayıp hole astık ,diğeri hala kuzey tarafından boyanmayı bekliyor.
Suyun içinde yumuşacık olana kadar gazeteleri bekletiyoruz ve tutkalla hamur kıvamına kadar yoğuruyoruz.Şimdiden söyleyim pis bir işlem ama sonuç güzel.
Şekil verip kurumasını bekliyorsun ,benim planladığım başka şeyler de var mesela saksı,kase,çerçeve gibi .


İstediğin boyayla ve isteğin şekilde boyuyorsun,ben bu çalışmayı Safai abimizin evinde görmüştüm ilk olarak
ilham verdiği için de teşekkür ederiz kendisine.

5 Ağustos 2014 Salı

Her kapının bir hikayesi vardır......


                                                            Cahit Sıtkı Tarancı Bir Kapı Açıp Gitsem

Ben bu dünyaya yanlış gelmiş olacağım ben
Ben öyle her insandan, o kadar uzağım ben
Yine bu gözlerimdir okşanacak şey arar
Yoksa içimde başka bir dünya hasreti var
Uyanır gibi birden bir korkulu rüyadan
O içimden sevdiğim, benim olan dünyadan
Bir ses bana: 'Gel! ' dese, ben o sesi işitsem
Kimsecikler duymadan bir kapı açıp gitsem…

 Bir Gün Kapına Gelsem

Bir karanlik geliyor yoklugunun ardindan 

Ne zaman gunes batsa bu son gecem diyorum 
Vazgec yalan dunyanin kohne saltanatindan 
Yetisir bunca keder, bunca elem diyorum


Her sey sagir icimde ne siir ne musiki 

Dunyadan bezginligim dunyalar kadar eski 
Oylesine cozulmus, oyle dagilmisim ki 
Be ne bitmez ayrilik bu ne ozlem diyorum


Beni cagirdigini bir defa duyabilsem 

Avuclarimda ates, yorgun gozlerimde nem 
Asarak denizleri bir gun kapina gelsem 
Basimi duvarlara vurup olsem diyorum

UMIT YASAR 


Behçet Necatigil
 Çalınır 

Kim ne getirir 
Vazgeçemediklerin 
Anahtarları vardır. 

Sezilir 
Kim ne zaman gelir 
Yatağında uyuyan bir kedi 
Söyler içindeki türküyü 

İnsan bazan o kadar yalnızdır.




Ataol Behramoğlu


Kapının önünde duran çocuk 

Bir kır görünümünü andırıyor 

Güneş tütüyor saçlarında 
Gözlerinde bir deniz kımıldanıyor 

Kapının önünde duran çocukta 
Bütünleşiyor bütün zamanlar 

Dağlar doğuyor çatırdayarak 
Derinleşiyor okyanuslar 

Aşklar başlıyor ve bitiyor 
Dünya sürdürüyor dönmesini 

İzliyor şaşmaz düzeninde 
Gece ve gündüz birbirini 

Kapının önünde duran çocuk 
Habersiz bütün bunlardan 

Hayat akıyor durmaksızın 
Onun içinden ve dışından