Her Zonguldak turumuz da babamın dağına muhakkak uğrarız, bol oksijen depolarız ve mutlu oluruz.
Evvela uzun bir yürüyüş yapılır, bir kaç rotamız var birini seçeriz ,herkez kendince birşeyler arar .Ben manzara derdinde olurum ,babam orman yemişlerini toplar yer ve yedirir,annem torun derdinde ve mümkünse kestane toprağı derdinde olur.
Kuzey Ali'nin elin de annemin nihalesi ,otobüs oluyor ve bizi istediğimiz yere götürüyor.İstanbula bile getirdik şu aralar favori oyuncağı ahşap nihale.
Ormanın derinliklerine dalınır ve keşif yapılır ,Kuzey biraz tırstı dedesinin yanına koştu.
Yorulduk elma ağacının altında ananeyle biraz uyuklanır.Dedenin sandalyesi kapılır ve karşılıklı keyif yapılır.
Bu arada boşa çıkan ben ,fotograflamak için güzel kareler peşine düşerim
Ve dönüş yolu ,herkes mutlu ve yorgun.Canım babacım allah seni başımızdan eksik etmesin ,buralar sensiz hiç çekilmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder